*Yasin BİÇER* Admin
Mesaj Sayısı : 207 ReP GüCü : 311 Başarı Sistemi : 43 Kayıt tarihi : 12/04/10 Yaş : 39
| Konu: Amerikalıların Ölüm Korkusu Perş. Tem. 15, 2010 9:58 am | |
| H.Hüseyin Korkmaz Bilinmeyen Amerika adlı eserinde Amerikalıların ölüm korkusunu ve çektiği acıları yapılan araştırmaların ışığında şöyle anlatıyor: Modern toplumda ömrün son günlerinde çekilen ızdırap, ağrı ve sefilikler hayatın tadını iyice kaçırmaktadır.Bunun da doktorların yardımıyla yapılan intihar tartışmalarını alevlendireceği söyleniyor. Bu hususta yapılan bir araştırmaya göre ciddi hasta ve yaşlı 3 binden fazla kişiden 40'ı ömürlerinin son üç gününde ciddi acı çekmişlerdir. Hissi ve fiziki problemlerle artan zorluklar ekseriya hayatın son üç gününe rastlamaktadır.Hastların yarısına yakınıda son kurtarma operasyonu yapılmadan vefat etmişlerdir. George Washington Üniversitesi Tıp Merkezi'nden araştırmanın başkanı Dr. J. Lynn şöyle diyor:''Amerika'da ölüm ekseriya çok zor, perişanlık ve itilmişliktir.Bundan dolayı geniş halk kitleleri ölümden çok korkuyorlar.'' Bu araştırma, 90 yıl önce yapılan ve ekseriya çabuk, rahat ve sakin olduğunu gösteren araştırmadan bu yana ölüm tarzında büyük değişiklikler olduğunu göstermektedir. Eskiden büyük çoğunluk için ölüm de doğum gibi fıtri bir haldi ve insanı bu kadar korkutmuyordu.Şimdi ise Amerikalılar için ölüm aşağılanmanın, çürümenin bir başlangıcı olarak görülüyor. Yeni araştırmalarda ilim adamları 1989 ve 1994 yılları arasında ciddi olarak hasta 9105 kişi ile, yaşları 80'in üzerindeki 1176 kişiyi takip ettiler. Bu beş senelik zaman aralığında onların 4622'si öldü.Araştırmacılar onların 3357'sinin aile mensuplarıyla görüştü. Araştırmadan hastaların yarısından çoğunun (yüzde 59 unun) kendilerine yapılan tedavinin hayatlarının kısalması pahasına da olsa acı ve ızdıraplarını azaltarak rahatlamaya yönelik olmasını istedikleri anlaşılmıştır. Hastaların dörtte üçü nefes darlığı, bitkinlik ve tiskinti gibi artan fiziki rahatsızlıklardan acı çekmişlerdir.Üçte ikisi de keder, endişe ve korku gibi hissi rahatsızlıklara sahipti. Araştırmayı neşreden editör şöyle diyordu:''Bizim toplum henüz ölümün kaçınılmazlığını kabullenmiş değildir.Tutumumuzu değiştirmeliyiz ve ölümü tabii bir hadise olarak kabul etmeliyiz.Hastalarımıza da ızdıraplarını ve korkularını mümkün mertebe azaltarak acısız, şerefle ve huzur içinde ölümlerini temin etmeliyiz.'' Reuter 14.1.1997
Hakkaniyetten kopuk, yaradılış gayesinden uzak insan ve toplumlar elbette hayatın son bulmasından, son bulma sürecindeki acı-keder ve belirsizliklerden korkarlar. Hakiki manada bir Mü'min ise Rabbine kavuşacağı günü sabırsızlıkla bekler... Acizane yorumumdur...
Kaynak: http://www.ismailaga.info | |
|